Kayıtlar

Kasım, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bilgisayar Lüks Değildir!

Resim
Günümüzde gelişmiş ülkeler artık bilgisayarın gücünün farkına vardı ve bu güçten yararlanmak için son 20 yıldır muazzam girişimlerde bulunuyorlar. Dijitalleşme denen olgu sadece bir kelime olarak değil, global anlamda efektif bir unsur olmaya başladı. Çünkü içinde bulunduğumuz çağ için teknoloji çağı deniyor ve bu teknoloji çağını açan aygıt hiç şüphesiz bilgisayar olmuştur. Bugünkü büründüğü formları bir kenarı bırakırsak, ilk baştaki devasa formu bile o zamanlar için bilimkurgu romanlarının adeta gerçeğe dönüşmüş hali gibi görünmekteydi. Bilgisayar, o zamanlar basit hesaplama işlemlerini yaparken günümüzde artık yapamadığı hiçbir şey yok gibi. Elbette bilgisayar internetin de var olması ile birlikte gerçek potansiyeline kavuştu ve bütün insanlığı birbirine bağlayarak aynı zamanda bir katalizör görevi de görüyor. Bilgisayarın global dünyada böylesine popüler olmasının en büyük nedeni tıpkı fabrikalar gibi birer üretim aracı olarak kullanılabiliyor olmasıdır. Yani bir şeyler üretmek is...

Everest'teki Plastik Karlar

Resim
İş felaket senaryoları yazmaya gelince insanlar gerçekten bu konuda oldukça başarılı işler ortaya koyuyorlar. Hayal dünyalarını veya gözlemlerini oldukça efektif bir şekilde gözler önüne serebiliyorlar. Bu felaket senaryolarının elbette direkt adresi içinde yaşadığımız gezegen olan Dünya oluyor. Zira en iyi gözlemleyebildiğimiz ve üzerine senaryo yazabilecek en somut yer elbette dünyanın ta kendisidir. Geçmişten günümüze olan felaketler aynı zamanda bizlerin bu konuda oldukça tecrübeli olmasını da sağlamıştır. Öyle ya pratiğe dökülmüş senaryolar üzerine yenilerini üretmek daha kolay oluyor. Fakat felaket senaryosu yaratma konusunda ne kadar iyiysek, bu senaryonun temelini oluşturan sorunlara eğilmek konusunda da o kadar vasatız. Ortada bir sorun varsa bu sorunun derinlerine inmek gerekir. Kaynağını bulup, kökten bir çözüm ile bir daha yaşanmaması için mücadele vermek gerekir. Fakat insanlar sorunları görseler bile görmezden gelmeyi tercih edebiliyorlar. Zira görmezden gelmek demek o ko...

En Sevdiğim Yayınevleri - 1) Ayrıntı Yayınları

Resim
Blog sitemde oldukça değişik konularda yazılar yazıyorum. Şu an için okuma oranları elbette çok düşük. Zaten okuma etkinliği ülkemiz insanının büyük bir kesimi için zulüm olduğu için bunu anlayabiliyorum. Bundan 7-8 yıl önce sevdiğim müzik türü hakkında albüm değerlendirmeleri yaptığım blog sitemde de durum aynıydı. Belli bir süre geçtikten sonra kemik okuyuculara sahip olmuştum. “ Mono-ide ” için açıkçası böyle bir beklentim yok. Zaten bu bloğu açmamın nedeni herkes yazılarımı okusun ve benden bahsetsin değildi. Yazmayı sevdiğim için yazıyorum. Birkaç kişiye bile ulaşıyor olmamdan ben mutlu oluyorum. Kitap öneri sayfam olan “ Nihil Kitap ” Instagram hesabını “Mono-ide” için yazdığım yazılar ile ortak kullanmamın nedeni de bir bakıma bu yüzden aslında. Orada da sayfayı takip eden herkesi kucaklamıyorum. Zaten birçok abuk sabuk ticari hesaplar varken bir de kitaplarla hiç alakası olmayan insanlarla uğraşıyorum. O yüzden böyle tipleri direkt olarak engelliyorum. Böylece Nihil Kitap daha...

Karar: Doğanın Özgürlüğüne...

Resim
Konu yaşadığımız çevreye karşı olan sorumluluklarımız olunca nedense bütün ülkeler sağır ve dilsiz rolünü oynamayı tercih ediyor. Aslına bakarsanız bazı ülkelerin konuda diğer ülkelere nazaran daha duyarlı olduğunu söyleyebiliriz. Fakat o ülkeler de yine kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman ilk feragat edecekleri nokta “ çevre bilinci ” oluyor. Çünkü yaşadıkları çevrenin ağzı var dili yok gibi bir tutum içinde birçok ülke ve o ülkelerin yöneticileri. Başka hangi konuda böylesine cüretkâr davrandıklarını inanın ben pek bilmiyorum. Türkiye’den elbette bu yazıda söz etmeyeceğim. Zira biz toplumsal ahlakı çoktan yitirmiş bir ülke olduk. O yüzden de bu kanayan yarayı daha da kanatmanın alemi yok. Malum günümüz dünyasından 100 yıl geride yaşıyoruz artık. Dediğim gibi konu bizim ülkemiz değil. Bu yazıyı yazmamdaki esas neden geçenlerde okuduğum bir haberdir. Benim için dünyanın en yaşanabilir ülkeleri İskandinav yarımadasında toplanmıştır. Norveç, İsveç, Danimarka, İzlanda gibi refah seviy...

Bir Çuvaldız Bir Bebek

Resim
George Frazer’ın “ Günah Keçisi ” adlı kitabını geçenlerde tekrar elime aldım. Öyle birkaç sayfayı karıştırmak istedim. Altını çizdiğim cümlelere veya paragraflara göz atma isteği geldi. Çünkü Frazer’ın yazmış olduğu kitaplar benim için ufuk açıcı birer yapıtlardır. Antropoloji gibi geniş ve köklü bir bilim dalına olan ilgimi büyük ölçüde Frazer’a borçluyumdur. Günah Keçisi, okuduğum en ilginç antropoloji kitaplarından birisi oldu. İçinde barındırdığı inanılmaz bilgilerle sürekli beni şaşırttı ve birçok yeni şey öğrendim. Bu yüzden bu kitabı arada sırada tekrar elime alırım ve birkaç sayfa okurum. Tekrar tekrar okurum ve her seferinde hayranlığım daha da artar. İşte en son elime aldığım zaman okuduğum bir sayfada ilkel toplumların büyülerden ne denli korktuklarını ve büyülerle nasıl yaşam sürdüklerine denk geldim. O sayfada bahsetmese de benim aklıma birden geçmişte çok daha popüler bir meta veya inanış olan “ Voodoo Doll ”, Türkçe adıyla “ Voodoo Bebeği ” geldi. Voodoo bebeğini duymay...