Bir Çuvaldız Bir Bebek

George Frazer’ın “Günah Keçisi” adlı kitabını geçenlerde tekrar elime aldım. Öyle birkaç sayfayı karıştırmak istedim. Altını çizdiğim cümlelere veya paragraflara göz atma isteği geldi. Çünkü Frazer’ın yazmış olduğu kitaplar benim için ufuk açıcı birer yapıtlardır. Antropoloji gibi geniş ve köklü bir bilim dalına olan ilgimi büyük ölçüde Frazer’a borçluyumdur. Günah Keçisi, okuduğum en ilginç antropoloji kitaplarından birisi oldu. İçinde barındırdığı inanılmaz bilgilerle sürekli beni şaşırttı ve birçok yeni şey öğrendim. Bu yüzden bu kitabı arada sırada tekrar elime alırım ve birkaç sayfa okurum. Tekrar tekrar okurum ve her seferinde hayranlığım daha da artar. İşte en son elime aldığım zaman okuduğum bir sayfada ilkel toplumların büyülerden ne denli korktuklarını ve büyülerle nasıl yaşam sürdüklerine denk geldim. O sayfada bahsetmese de benim aklıma birden geçmişte çok daha popüler bir meta veya inanış olan “Voodoo Doll”, Türkçe adıyla “Voodoo Bebeği” geldi. Voodoo bebeğini duymayanlarınız olabilir. Fakat geçtiğimiz yıllarda gerçekten oldukça popüler bir konuydu. Özellikle zombi filmlerinin patlak vermesiyle birlikte Voodoo bebeğinin de tekrar hortladığına şahit olduk. Dünya çapında bu inanış parçası olan bebek aslında kötülüğün, kara büyünün ve satanizmin sembolü olarak adlandırılmaktadır. Tabi bu tür tanımlamaların en büyük nedeni bebeğin görünüş şeklidir. Paçavra bir dikim şekline sahip bir bez bebek düşünün. İçi ya pamukla ya da samanla doldurulmuş. Kafa bölümü ise ya tahtadan ya da yine pamuk veya saman doldurulmuş bir şekilde vücuda entegre edilmiş. Yüz ise oldukça ilkel bir şekilde tasarlanmıştır. Biçimsiz gözler ve bir burun, hepsi bu! Kolları açık bir şekilde var olan bu bebek, bir çuvaldız ile birlikte genelde görünür. Çünkü inanışa göre yapılacak büyünün etkisini bebeğin vücuduna çuvaldızı batırdığınızda görürsünüz. Voodoo bebeğinin ülkemizde bile popüler olduğu bir dönem vardı. Hatta bunu televizyonda bir şov programında görmüştük. Hatırlayanlarınız vardır belki; Sinan Çetin’in hem prodüktörlüğünü hem de sunuculuğunu yaptığı bir yarışma programı olan “Fenomen” 2008 yılında yayınlandığında olay olmuştu. Çünkü bu program diğer “Reality” televizyon programları gibi değildi. Özellikle ABD’de sihirbazların yarıştığı programların devşirmesi gibiydi. Fakat işin çok farklı bir boyutu vardı. Burada güya bir ilüzyon yoktu. Onun yerine o dönem insanların ağzına bu program sayesinde pelesenk olmuş “mental odak” vardı. Yani her şeyi tamamen muhteşem bir konsantrasyon ve odaklanma ile yapıyordu yarışmacılar. Gerçekten şöyle bir düşündüğümde o kadar tuhaf şeyler izlemiştim ki zamanında akıl sağlığım yerinde kalmayı başarmış. Zira 2008 yılında ben bir lise öğrencisiydim ve bu programı izleyip yatağa girdiğim zaman haliyle gerginlik dolu geceler yaşıyordum. Fenomen adlı o programda da işte Voodoo bebeği ile bir gösteri yapılmıştı. Hatta yanlış hatırlamıyorsam (programa ait videolar bulmak pek kolay değil) programa konuk gelmiş bir ünlüye yapılıyordu Voodoo büyüsü. Yarışmacı elindeki çuvaldızı bebeğe batırdığı anda ünlü isim de acı hissediyordu. Bu elbette işin şov kısmından başka bir şey değil. Fakat o zamanlar gerçekten büyük sansasyon yaratmıştı. Özellikle muhafazakar kesimin büyük tepkisini çekmişti. Sonuçta işin içinde kara büyüler ve pagan inançlarında gördüğümüz dini semboller vardı. Bu da programın sadece 6 bölüm sonra bitmesine zemin hazırlamış oldu.

Resim Kaynağı: https://wallhere.com/en/wallpaper/680818


İnsanın beyni ne tuhaf değil mi? Elime aldığım bir kitap ve onun bir sayfasını okuduğumda aklıma gelen Voodoo bebeği inanışı ve yıllar önce izlediğim bir televizyon programı… Adeta zincirleme bir bağlantı kurmuş oldu beynim. Herkes gibi ben de Voodoo bebeğini sadece kulaktan dolma bilgilerden ibaret olarak tanıyordum. Yani bu zamana kadar oturup bu ideoloji hakkında en ufak bir araştırma yapmadım ve herhangi bir şey de okumadım. O yüzden bu yazının konusu birkaç gün önce o kitabı elime alıp da içindeki o sayfa denk geldiğim anda belirdi. Birkaç gündür de birçok yazı okudum. Özellikle yurt dışında yazılmış olan analiz ve düşünce yazıları bu konuda bilgi edinmemde bana oldukça yardımcı oldu. O yazıları okuduğum zaman aslında Voodoo bebeği hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim. Zira işin içinde gerçek bir inanış ve sahte bir bebek figürü var.

Voodoo aslında, Haiti bölgesinde ortaya çıkan bir “Afro-Karayip” dini olan “Voudon” inancının veya dininin günümüzde sansasyonelleştirilmiş bir popüler kültür temasıdır. Hatta bu din sadece bu bölgede kalmamış Jamaika, Dominik Cumhuriyeti, Brezilya ve hatta ABD’ye kadar yayılım göstermiştir. İşin komik tarafı ise bu dinde herhangi bir şekilde bir bebek figürü yoktur. Yani Voodoo bebeği tamamen popüler kültürün uydurduğu ve ticari olarak büyük başarı sağladığı bir söğüş makinesidir. Öyle ya böylesi doğaüstü metalara inanan milyonlarca insan var. Bu milyonlarca insanı kandırmak isteyen milyonlarca insan da elbette olacaktır. Voudon dini bu dünyada var olmuş ve var olmaya devam eden binlerce inanıştan biridir. Hıristiyanlara göre tanrı tarafından onaylanmamış bir din olduğu için putperestlik olarak görülür. Tıpkı diğer birçok kabile dinleri gibi Voudon inancı da ciddiye alınmayan inançlardan birisidir. Fakat bu inanç ciddiye alınmıyorsa da her halükarda Hıristiyan muhafazakarları için her zaman tehdit olmuştur ve sıkıntı vermiştir. Zira Hıristiyanlıkta misyonerliğin ne denli ciddi bir iş olduğu ortadadır. Özellikle böylesi ilkel kabileleri “yola getirme” misyonlarını uygulamak için ellerinden gelenleri artlarına koymazlar. Voudon dinin haliyle bir kitabı falan yoktur. Anlatıya ve efsanelere dayalı bir alt yapısı vardır. Söze dayalı bir din olunca da nesilden nesle elbette birçok şey çok farklı boyutlar kazanarak aktarılmıştır. Hoş kitabı olanlar sanki çok farklı gibi…

Resim Kaynağı: https://louismontrosephotography.com/togo-ghana-spirits-of-voudon-idance-trance


Voudon dininin elbette diğer dinler gibi bir yüce tanrısı vardır. “Bondye” adlı bu tanrı benim bu zamana kadar okuduğum en ilginç karakteristik özelliğe sahip tanrı olabilir. Bilinmeyenin tanrısı olarak adlandırılan Bondye aynı zamanda da yarattığı halka da ilgisi ve alakası hiç olmayan bir tanrı unvanı taşımaktadır. Bu dini inançta da yine yüce bir tanrı olan Bondye en üst konumda yer alırken, her türlü farklı arzu ve duygunun farklı ruhsal tanrıları vardır. Yunan mitolojisinde görmeye alışık olduğumuz tanrılar zirvesi nispeten daha ilkel bir görünüşe sahip olan bu dinde de vardır. Örneğin bir çiftçiyseniz tarımın ruhu olan tanrıya adaklar adayabilir ve ona dualar edebilirsiniz. Tabi ki yüce tanrı Bondye’nin adını anmak şartıyla! Bu inanışta aynı zamanda insanların bedenlerindeki ruhların farklı bedenlere girmesi veya tanrı ruhlarının insanların bedeninde var olması gibi bir fenomen de vardır. Bu da Hıristiyan ve diğer büyük dini inancında direkt olarak kötülüğe işaret eder. Yani bu tür bir ruh transferi şeytanın işidir. Bu yüzden de bu din satanist bir oluşum olarak Hıristiyan muhafazakârlar tarafından yaftalanmıştır.

Voudon dininin böylesine korku verici bir inanç olarak gösterilmesinde en büyük rolü elbette ilkelliği üstlenmektedir. Zira bu dinde birçok put tapınmasının olmasının yanı sıra aynı zamanda insanların metafizik olgularla da oldukça iç içe oluşu haliyle diğer geniş çaplı dini inanışlar açısından birer "öcü" dini olarak gösterilmesine neden oluyordu. Bunların yanı sıra bu dinde çeşitli ruhani varlıklar ve yüce tanrıları için hayvan kurban etmeler de yer alıyor. İyi ama bu durum Voudon inanışını nasıl öcü yapabiliyor ki? Kurban etme işini diğer büyük dinlerde de görmüyor muyuz? İslam inancında da Yahudi inancında da hayvan kurban etme günümüzde hala vardır. Yani ilkellik sadece Afrika kökenli kabile dinlerine has bir şey değildir. Voudon dini eğer sırf bu tutumu yüzünden öcü ve ürkütücü bir din olarak kabul ediliyorsa diğer dinlerin birer katliam dini olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz sanırım. Zira hayvanları kurban etme konusunda çok daha geniş çaplı bir kıyım yapmaktadırlar. Filmlerde ve çeşitli yerlerde denk geldiğimiz Voodoo bebeği figürü geçtiğimiz satırlarda da söylediğim gibi aslında Voudon inancı ile hiç alakası olmayan bir popüler kültür metasıdır. Özellikle ABD’de New Orleans’ta Voodoo bebeği şehrin turizm kazancına oldukça büyük bir kazanç sağlamaktadır. Ticari refah için bir dini kendisi ile alakası olmayan bir meta ile bağdaştırıp kazanç sağlamak gerçekten çok etik bir davranış. New Orleans’taki birçok hediyelik eşya dükkanında çeşit çeşit Voodoo bebekleri, bu bebekler ile birlikte satılan kara büyü kitapları ve metafizik etkileşim eşyaları da satılmaktadır. Buraya gelen turistlerin çoğu bu eşyaları almakta pek de tereddüt etmezler. İşin garip tarafı Voodoo bebeği aslında bir korku teması olmasına rağmen insanlar bunları alıp evlerine götürüyor veya yanında aldıkları kara büyü kitapları ile büyü yapmaya çalışıyorlar. E bu ticari bakımdan Hıristiyanlığa ve diğer dinlere bir sabotaj değil midir?

Resim Kaynağı: http://dawn-heath.com/conjuring-up-voodoo-in-new-orleans/


Lise yıllarımda Voodoo bebeği beni oldukça etkileyen bir şeydi. Öyle ki filmlerde falan denk geldiğim zaman korkutabiliyordu. Çünkü korkutmak için gerçekten oldukça güçlü bir görselliğe sahipti. Tıpkı bir zamanlar neredeyse birçok kişinin korkulu rüyası olmuş “Katil Bebek Chucky” gibi. Aslında bebek veya çocuğun böylesine karanlık bir tema ile insanlara gösterilmesi bizlerin belki de korkmasına neden olan şeydir. Gerçek hayatta da kendi bebeğinizin daha 3 aylıkken, bir gece vakti beşiğinden kalkıp sizin yatak odanıza elinde bir bıçak ile gelmesi sizde nasıl bir etki bırakırdı? Elbette bu dediğim bir hayal ürününden başka bir şey değil. Tıpkı Voodoo bebeği gibi aslında. Belki de bereketin ve doğumun sembolü olarak kabul edilen bir bebek figürü, günümüzde diğer büyük dinler tarafından şeytanın figürü olarak adlandırılması ile kendine yer bulmaktadır. Öyle ya da böyle büyük dinler her zaman kabile dinlerini sömürmeyi ve onları yok etmeyi amaçlamışlardır. Bunu ise en büyük kozlardan biri olan insanları korkutma yoluyla yapmışlardır. Halbuki bu dinleri aynaya tutma şansımız olsa aslında her birinin ilkel kabul ettikleri kabile dinlerden ne denli daha dehşet verici olduklarını göreceklerdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Görevimiz Yıkım!

Vahşi Müzik: Arabesk

Antik ve Modern Kurban Törenleri