Rus Klasiklerindeki İsim Kaosu
Rus klasiklerini okumaya sonradan seven biriyim. Daha doğrusu bütün “Dünya Klasikleri”ni sonradan okumaya başlamış biriyim. Bu zamana kadar özellikle bilimsel ve düşünsel türdeki kitapları okumak benim için çok daha cazip ve anlamlı oluyordu. Bundan yaklaşık 6-7 yıl önceki bakış açımda “zaten bolca film izliyorum ve romantizm ihtiyacımı onlarla karşılıyorum” düşüncesi vardı. Madem bolca film izliyor ve bu ihtiyacımı o şekilde gideriyorum, ben de okumak için daha farklı türlere yönelmekte haklıyım diye düşünüyordum. Kendimi bilgi açısından daha çok geliştirebileceğim, bilinmeyenleri veya keşfedilmesi güzel şeyleri okuyabileceğim kitapların arasına bıraktım kendimi. Antropoloji, psikoloji, felsefe, anatomi, sosyoloji gibi türleri okuyarak kendimi entelektüel açıdan geliştirmeye devam ediyordum. Bunları yapmaya hala da devam ediyorum. Çünkü insan gelişiminin sınırı yok. Fakat artık film izleme konusunda bazı değişikliler yaşamaya başladım hayatımda. Bunun en büyük nedeni sanırım limite gelmiş olmam. Artık beni ihya edecek film bulmakta zorlanıyor ve haliyle işin romantizm (romantizm derken sadece aşkı baz almıyorum) kısmındaki beslenmem eksik kalıyordu. Böylece ben de geç de olsa dünya klasiklerini okumaya başladım. Dünya klasikleri deyince kim ne derse desin birçoğumuzun aklına Rus Edebiyatı geliyor. Bunun de çok haklı sebepleri var. Büyük yazarlar ve onların büyük kitapları! Yakın zamanda Rus Edebiyatı’nın en önemli yapıtı olan Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”sını bitirdim. Daha önce Gonçarov’un “Oblomov” adlı kitabını okuduğumda da fark ettiğim bir duruma, Suç ve Ceza’da daha yoğun bir şekilde karşılaştım. Karakter isimlerinin her bir sayfada bambaşka formlarda yazılması sorunu!
Buna sorun demek ne kadar doğru bilmiyorum. Fakat biz okuyucular için, özellikle Rusya vatandaşı olmayan okuyucular için, kitabı okurken gerçekten büyük bir zorluk olduğu aşikar. Kitabın başında bir karakter ismi görüyorsunuz. Zaten Rus klasiklerinde 3 isimden oluşuyor genellikle karakterlerin isimleri. Ben burada harflerden oluşan örnekler vereceğim. Mesela kitabımızın ana karakterinin ismi “A” olsun. Bu "A" isimi zaten fonetik olarak biz Türk okuyucuları çok zorluyor. Çünkü kelimeler genellikle “-iviç, -ovuç, -iyev vb.” takılarla bitiyor. Tabi o takılara gelene kadar da birkaç hece daha bizlerin okuması ve telaffuz etmesi için orada duruyor. Hal böyle iken bile zaten işler zor oluyor. Bir de isimlerin sürekli farklı bir şekilde zikredilmesi..! Evet, ana karakterimizin ismi “A” idi. Birkaç sayfa sonra aynı karakterin ismini “B” olarak görüyoruz. Burada bir afallıyoruz. Ne oldu şimdi diye düşünüyoruz. Sonra olaylardan aslında “B” isminin de “A” ismini taşıyan kişi ile aynı olduğunu görüyoruz. Demek ki arkadaşımızın adı “AB” diye düşünüyor ve bir şekilde taşları yerine oturtuyoruz. Daha sonra sayfalarda ilerlerken bu defa da “C” ismi karşımıza çıkıyor. E, ne oldu şimdi diye yine bir sinir harbi geliyor. Yine olayların gelişim şemasından ana karakterimizin üç isimi olduğunu anlıyoruz artık. Yani adamımızın ismi “ABC”. Peki neden böyle oluyor? Yani neden Rus Edebiyatı’nda biz çoğunlukla 3 isimden karakterler görüyoruz. Bunu sadece ben düşünmediğim için mutlu olduğum bir yazıya denk geldim. Malum böylesi özel konularda araştırma yapanları bulmak bir hayli zor oluyor. İnternette “ekşi şeyler” adlı blog sayfasında “kmc” lakaplı bir dostumuzun hazırladığı harika bir analiz ve kılavuz yer alıyor. O analizde Suç ve Ceza kitabı üzerinden gidilmiş. Bu gözleme göre yazan arkadaşımız diyor ki; “Rusçada istisnasız herkesin üç ismi vardır. Bu isim oluşumu ise “isim + baba adı + soyadı” şeklinde oluşur. Kadın ve erkek isimlerine göre de biçimsel ufak değişiklikleri olur. Soy isimlerinde bile bu cinsiyetlere göre değişim devam eder.” Bu açıklamadan sonra aslında birçok şey yerine oturuyor. Fakat yazı bu kadar kısa değil tabi ki. Yazının linkini aşağı bırakacağım sizler de oradan bütün yazıyı okuyabilirsiniz. Demek ki bir Rus eseri okurken isim konusunda bilmemiz gereken belli başlı kurallar var. Bizler bunları okurken sıkılsak da aslında bu kullanımlar o dönemki “niş edebiyat” teması içinde oldukça önem arz etmektedir.
Tekrar bizim “ABC” karakterine dönersek, yukarıda bahsettiğim analizde de geçtiği gibi cinsiyete göre ekler de alıyor isimler. Yani biz bu ismi şöyle de görebiliyoruz; “Aa”, Bb” “Cc” (küçük harfler ada, baba adına ve soyadına gelen cinsiyet ekleridir bir bakıma. Örneğin; Raskolnikov (E), Raskolnikova (K) gibi...) şeklinde oluyorlar. Bizde de oldukça sık kullanılan “samimiyet ve sevimlilik” belirten isim değişikliklerini yine Rus Edebiyatı’nda oldukça sık bir şekilde görmekteyiz. Örneğin yine bu analizde verilen, Suç ve Ceza’nın bir başka karakteri olan “Avdotya Romanovna Raskolnikova” ailesinin ona hitap ettiği “Dunya” veya yakınlarının hitap ettiği “Dunechka” isimleri ile de görmekteyiz (bu kullanımları karışık olarak da yapmaktadır aile ve yakınları). Bunun bizde de örnekleri olduğunu söylemiştim. Fakat bizde tamamen değişik bir isim olmuyor. Biz, genellikle ismimizdeki bazı harfleri ya atıyoruz ya da isme harfler ekleyerek yapıyoruz bunu. Örneğin; Cengiz = Cengo, Sevim = Sevoş gibi…
Toparlayacak olursam eğer; Rus romanlarındaki bu isim kaosu aslına bakarsanız okuyucuya zulmetmek için yapılmış bir şey değildir. Bunun o dönemki sebeplerinden biri de daha çok taşralı halkın isimler üzerindeki oynamalarıdır. Bu tür oynamalar da haliyle kitaplarda kendilerine yer bulmuştur. Hatta yine bizim topraklarımıza bakacak olursak, özellikle doğu taraflarının taşra kısımlarında, bizler de bu tür isim oyunlarına denk geliyoruz. Örneğin; Mahmut = Maho veya Mamo, Fadime = Fadik, Fadiş gibi… Bizim edebi eserlerimizde de yine bu tür kısaltma veya sıcaklık belirten isimlere yer verilmiştir. “The Guardian”ın “Books Blog” sayfasında, 2007 yılında yayınlanan (yetersiz de olsa) bir yazıda işin bu tarafına da değinilmiştir. Aşağıya onun linkini de bırakıyorum. Rus romanlarını okumak benim için iki yönden zor oluyor. Birincisi bu isim trafiği, diğeri ise inanılmaz derecede yoğun olan betimleme sanatıdır. Fakat günün sonunda muazzam olay örgüsü ile yine edebiyat dünyasındaki sağlam yerlerini korumayı başarıyorlar!
Link1: https://seyler.eksisozluk.com/rus-edebiyatinda-sizi-binbir-karakteri-hatirlamaktan-kurtaracak-rus-isim-sistemi-kilavuzu
Link2: https://www.theguardian.com/books/booksblog/2007/mar/21/whymustrussiancharactersha
Resim Kaynağı: https://theculturetrip.com/europe/russia/articles/the-8-most-compelling-contemporary-russian-novels/ |
Buna sorun demek ne kadar doğru bilmiyorum. Fakat biz okuyucular için, özellikle Rusya vatandaşı olmayan okuyucular için, kitabı okurken gerçekten büyük bir zorluk olduğu aşikar. Kitabın başında bir karakter ismi görüyorsunuz. Zaten Rus klasiklerinde 3 isimden oluşuyor genellikle karakterlerin isimleri. Ben burada harflerden oluşan örnekler vereceğim. Mesela kitabımızın ana karakterinin ismi “A” olsun. Bu "A" isimi zaten fonetik olarak biz Türk okuyucuları çok zorluyor. Çünkü kelimeler genellikle “-iviç, -ovuç, -iyev vb.” takılarla bitiyor. Tabi o takılara gelene kadar da birkaç hece daha bizlerin okuması ve telaffuz etmesi için orada duruyor. Hal böyle iken bile zaten işler zor oluyor. Bir de isimlerin sürekli farklı bir şekilde zikredilmesi..! Evet, ana karakterimizin ismi “A” idi. Birkaç sayfa sonra aynı karakterin ismini “B” olarak görüyoruz. Burada bir afallıyoruz. Ne oldu şimdi diye düşünüyoruz. Sonra olaylardan aslında “B” isminin de “A” ismini taşıyan kişi ile aynı olduğunu görüyoruz. Demek ki arkadaşımızın adı “AB” diye düşünüyor ve bir şekilde taşları yerine oturtuyoruz. Daha sonra sayfalarda ilerlerken bu defa da “C” ismi karşımıza çıkıyor. E, ne oldu şimdi diye yine bir sinir harbi geliyor. Yine olayların gelişim şemasından ana karakterimizin üç isimi olduğunu anlıyoruz artık. Yani adamımızın ismi “ABC”. Peki neden böyle oluyor? Yani neden Rus Edebiyatı’nda biz çoğunlukla 3 isimden karakterler görüyoruz. Bunu sadece ben düşünmediğim için mutlu olduğum bir yazıya denk geldim. Malum böylesi özel konularda araştırma yapanları bulmak bir hayli zor oluyor. İnternette “ekşi şeyler” adlı blog sayfasında “kmc” lakaplı bir dostumuzun hazırladığı harika bir analiz ve kılavuz yer alıyor. O analizde Suç ve Ceza kitabı üzerinden gidilmiş. Bu gözleme göre yazan arkadaşımız diyor ki; “Rusçada istisnasız herkesin üç ismi vardır. Bu isim oluşumu ise “isim + baba adı + soyadı” şeklinde oluşur. Kadın ve erkek isimlerine göre de biçimsel ufak değişiklikleri olur. Soy isimlerinde bile bu cinsiyetlere göre değişim devam eder.” Bu açıklamadan sonra aslında birçok şey yerine oturuyor. Fakat yazı bu kadar kısa değil tabi ki. Yazının linkini aşağı bırakacağım sizler de oradan bütün yazıyı okuyabilirsiniz. Demek ki bir Rus eseri okurken isim konusunda bilmemiz gereken belli başlı kurallar var. Bizler bunları okurken sıkılsak da aslında bu kullanımlar o dönemki “niş edebiyat” teması içinde oldukça önem arz etmektedir.
Resim Kaynağı: http://lfchicagoanglaisoib.weebly.com/dostoyevsky-and-19th-century-russia.html |
Tekrar bizim “ABC” karakterine dönersek, yukarıda bahsettiğim analizde de geçtiği gibi cinsiyete göre ekler de alıyor isimler. Yani biz bu ismi şöyle de görebiliyoruz; “Aa”, Bb” “Cc” (küçük harfler ada, baba adına ve soyadına gelen cinsiyet ekleridir bir bakıma. Örneğin; Raskolnikov (E), Raskolnikova (K) gibi...) şeklinde oluyorlar. Bizde de oldukça sık kullanılan “samimiyet ve sevimlilik” belirten isim değişikliklerini yine Rus Edebiyatı’nda oldukça sık bir şekilde görmekteyiz. Örneğin yine bu analizde verilen, Suç ve Ceza’nın bir başka karakteri olan “Avdotya Romanovna Raskolnikova” ailesinin ona hitap ettiği “Dunya” veya yakınlarının hitap ettiği “Dunechka” isimleri ile de görmekteyiz (bu kullanımları karışık olarak da yapmaktadır aile ve yakınları). Bunun bizde de örnekleri olduğunu söylemiştim. Fakat bizde tamamen değişik bir isim olmuyor. Biz, genellikle ismimizdeki bazı harfleri ya atıyoruz ya da isme harfler ekleyerek yapıyoruz bunu. Örneğin; Cengiz = Cengo, Sevim = Sevoş gibi…
Toparlayacak olursam eğer; Rus romanlarındaki bu isim kaosu aslına bakarsanız okuyucuya zulmetmek için yapılmış bir şey değildir. Bunun o dönemki sebeplerinden biri de daha çok taşralı halkın isimler üzerindeki oynamalarıdır. Bu tür oynamalar da haliyle kitaplarda kendilerine yer bulmuştur. Hatta yine bizim topraklarımıza bakacak olursak, özellikle doğu taraflarının taşra kısımlarında, bizler de bu tür isim oyunlarına denk geliyoruz. Örneğin; Mahmut = Maho veya Mamo, Fadime = Fadik, Fadiş gibi… Bizim edebi eserlerimizde de yine bu tür kısaltma veya sıcaklık belirten isimlere yer verilmiştir. “The Guardian”ın “Books Blog” sayfasında, 2007 yılında yayınlanan (yetersiz de olsa) bir yazıda işin bu tarafına da değinilmiştir. Aşağıya onun linkini de bırakıyorum. Rus romanlarını okumak benim için iki yönden zor oluyor. Birincisi bu isim trafiği, diğeri ise inanılmaz derecede yoğun olan betimleme sanatıdır. Fakat günün sonunda muazzam olay örgüsü ile yine edebiyat dünyasındaki sağlam yerlerini korumayı başarıyorlar!
Link1: https://seyler.eksisozluk.com/rus-edebiyatinda-sizi-binbir-karakteri-hatirlamaktan-kurtaracak-rus-isim-sistemi-kilavuzu
Link2: https://www.theguardian.com/books/booksblog/2007/mar/21/whymustrussiancharactersha
Yorumlar
Yorum Gönder