4 Ekim Dünya İkiyüzlüler Günü
Tam bir gösteri toplumuyuz artık. Daha doğrusu global bir gösteriden bahsetmek daha doğru olacaktır. Zira dünyanın her tarafına yayılmış akıl almaz bir gösteri bu. Herkesin her durumda “Show” yapabileceği ve her türlü dramatik durumu duyarlılık kisvesi adı altında bizlerin huzuruna sunabileceği bir çağdayız. Bu gösteri dünyasına baktığımız zaman insanların ne kadar duyarlı ne kadar hassas ve ne kadar düşünceli olduklarını görebiliyoruz. Gerek hem cinslerine olsun gerekse de diğer canlılara karşı olsun insanların bu sıcak kalpli görünüşleri ne kadar da iç ısıtıcı öyle değil mi? Herhangi bir sosyal medya uygulamasında gezinirken sokak hayvanlarını seven veya onlara mama alarak karınlarını doyuran insanları görüyoruz. Bakın görüyoruz diyorum. Çünkü bunu gösteri haline getirmek artık insanın bir misyonudur.
Mamalar alındı, birkaç sokak kedisi ve köpeği bulundu, telefon cepten çıkarıldı, kamera uygulamasına dokunuldu ve kayıt!
Bu kayıttaki diyaloglar genellikle birbirine benze oluyor.
“ah anneeem “şen” çok mu acıktın?
Ya şunun güzelliğine bakın insan nasıl bunları aç bırakır!
“Şu canlara bir yuva bulamaz mıyız yaaa”
“Sizler de bir kap yemek verseniz ne kadar mutlu olurlar, annneeemm canıım canıım”
Evet, genellikle yukarıdaki gibi bir diyalog eşliğinde bize mama verdiği hayvanları gösterirler ve bizlerin içini ısıtırlar. Bu tabi ki kötü bir şey değil. Hatta onca abuk sabuk içerik deryasında böylesi güzel ve düşünceli videolara denk gelmek hangimizi rahatsız eder ki? Peki, bizler o kamera kapandıktan sonrasını biliyor muyuz? Evet, az önce oldukça iç ısıtan bir video izledik, sokak hayvanlarının karınları doydu. Sevgi gördüler. Fakat sonrasında ne oluyor? Sokak hayvanlarını besleyen ve doyuran çoğu insan bu hayvan sevgilerini daha da geniş bir çerçeveye alıyorlar. Fakat durumu oldukça tersine çevirerek bunu yapıyorlar. Az önce kucağına alıp başını okşadığı kediye sevgisini verdiği gibi değil.
Az önce video kaydı ile gönlümüzde taht kuran o hayvan sever kişiden devam edelim. Güzel bir davranışta bulunduğundan hepimiz hem fikirdik. Fakat benle birçok insanın ayrıştığı noktaya geldik. Az önce kedileri, köpekleri seven ve bağrına basan arkadaşımız evine geldiğinde bu defa da dana veya kuzu seviyor. Fakat bunları okşayıp, bağrına basamıyor. Zira ne yazık ki bu hayvanlar sadece birer et parçası olarak buzdolabında duruyor. Akşam yemek üzere dananın et parçasını kullanacak ve kendisine bir ziyafet çekecek. İşte bu “hayvan sever” arkadaşımız hayvanları ne kadar çok sevdiğini bir de böyle göstermiş oluyor. Bazı hayvanlar kucakta, bazı hayvanlar tabakta sevilir sloganı ile hayatına devam ediyor. Bu durum dünya çapında birçok insan geçerlidir. Hatta birkaç yıl öncesine kadar benim için de geçerliydi. Çünkü yetiştirilme tarzlarımız bu şekilde oluyor. Dünya Sağlık Örgütü bile sitesinde temel besin olarak balıkları, kanatlı hayvanları ve kırmız eti bulunduruyor. Hoş bunla ilgili oldukça fazla sansasyonel haberler yaşanmış olsa da bu liste hala orada duruyor. Birilerinin oluşturduğu besin piramidinde de yine hayvan yemek gayet normal görünüyor. O yüzden az önceki video çeken arkadaşın danayı tabağında sevmesi sadece sürecin bir parçası veya devasa çarkın ufacık bir dişlisi olduğunu gösterir. Ben, burada kimseyi vegan veya vejetaryen olma politikası ile gütmeyeceğim. Zira bu benim için oldukça sinir bozucu bir iş. Çünkü anlamsız sorular ve kalıplaşmış dar düşüncelerle mücadele etmeyi bırakalı çok oldu. Benim burada ele alacağım konu iki yüzlü bir şekilde hayvan seviciliğidir.
Resim Kaynağı: https://modernfarmer.com/2013/04/this-is-what-humane-slaughter-looks-like-is-it-good-enough/ |
Bugün, bu konuyu ele almamdaki en önemli unsur bugünün “Dünya Hayvanlar Günü” olmasıdır. Yine gösteri dünyasında (sosyal medya uygulamaları için ben bu tabiri kullanmayı seviyorum) bir sürü “hayvan sever” paylaşımlara denk geldim. Herkes inanılmaz afili cümlelerle hayvanları ne kadar çok sevdiklerini ve her hayvanın güzel bir şekilde yaşamaları gerektiğini dikkat çekici görsellerle paylaşıyorlar. Fakat bu paylaşımlarda dikkatimi çeken en önemli şey, birçok kişi paylaştığı resimlerde sadece kedi, köpek, kuş veya kendi gözlerine sevimli görünen hayvanları kullanmaları oldu. Öyle ya hayvan derken belli başlı hayvanlar gelir insanların akıllarına. Zaten bu tür paylaşımları yapan insanlar sabah kahvaltı sofrasında sucuklu yumurtasını yerken bir yandan da hayvanların eşit şekilde yaşam hakları olduklarını savunurlar. Bir sürü paylaşım görüyorum ve gördükçe daha da geriliyorum. Çünkü insanların böylesine iki yüzlü bir tavırda olmasına katlanmak benim için çok zor. Kendim de birkaç yıl önce böylesine iki yüzlü bir insandım. Sokaktaki kedi, köpeği sever eve gelince de et sote yiyerek karnımı doyururdum. Fakat bu durum şu anda böyle sürmediği için kendimi oldukça mutlu ve huzurlu hissediyorum. Dünya Hayvanlar Günü tamamen bir yalan üzerine kurulu gündür. Bu “özel” günde insanlar sokakta yaşayan hayvanlara sadece biraz daha çok mama veriyor, barınakları okul gezileri düzenleniyor. O gezilerin dönüşünde çocuklar hamburgercilere götürülüp hamburger yediriliyor. Kaplara koyulan su sayısı artıyor. Peki, hayvanlar sadece kedi ve köpeklerden ibaret mi?
Resim Kaynağı: https://weanimalsmedia.org/project/slaughter/ |
Resim Kaynağı: https://www.weanimalsarchive.org/#/search;imageid=16452 |
Resim Kaynağı: https://medium.com/@payamban/is-it-okay-to-kill-eat-cows-chickens-and-other-animals-b420a2978ee2 |
Yorumlar
Yorum Gönder